DİNDEN ÇIKMA SEBEPLERİ | İSLAM’DA DİNDEN ÇIKMA

Din, Allah Teâlâ’nın kullarına acıyıp onları iki cihan musibetlerinden korumak için insan fıtratına uygun olarak tasarlayıp gönderdiği büyük bir nimettir. Kul, fıtratına uygun olan[1] bu nimeti kabul edip mükellef olduğu emir ve yasaklara uymak[2] suretiyle Müslüman sayılır. Fıtratına ters düşüp kendisine verilen bu nimeti reddetmesi sebebiyle de dinden çıkar ve kafir sayılır.

Allah Teâlâ hazretleri, insanların din nimetinden kâmil manada istifadesi için İslam’ı insan fıtratına son derece uygun olarak göndermiştir. Bundan sonra insanoğluna düşen Kur’an’ı Kerim ve hadisi şeriflerde kendisine yönelen emirlere harfiyen uymaktır.

Ancak tanınan bu genişliğin yanında her güç kuvvet sahibi hükümdar gibi Allah Teâlâ’nın da asla kabul etmeyeceği[3] ve işleyenin dinden çıkmasına sebep olacak bazı yasaklar vardır.  Maalesef çağımız insanı bu yasakların en doğru şekilde anlatıldığı ilim meclislerinden o veya bu sebeplerle uzak kalmıştır.

Biz de yazımızda bu ihtiyacı gidermek adına şer’î naslara bağlı kalarak insanı nelerin dinden çıkaracağı, neyin ne zaman küfür sayıldığı ve hangi fiil ve sözlerin kişinin imanına zarar vereceği gibi konulardan bahsetmeye çalışacağız. Tevfik Allah’tandır.

Dinden Çıkma Sebepleri Nelerdir?

Bir kimsenin İslam dinine girebilmesi için kalbin tasdiki (Allah ﷻ ve Rasûlü’nden ﷺ geldiği bilinen her şeye kalbinde en ufak bir şüphe taşımadan kesin olarak inanması) gerekir. Buna göre kişi, Allah ﷻ ve Rasûlü’nden ﷺ geldiği kesin olarak bilinen şeyleri tasdik etmez veya bunlara dair içinde şüphe barındırırsa İslam dininden çıkar ve kafir sayılır. Ancak bizler, kalplere Allah Teâlâ’dan başkası vakıf olamayacağından dolayı, kişinin küfrünü tespit etmek noktasında birtakım filleri itibara alacağız. Bu fiiller ise 4 çeşittir:

İnkâr

İnkâr, dinin aslından olduğu kesin olarak bilinen meselelerin (Zarûrât-ı Dîniyye’nin) tamamını veya bir kısmını açıkça kabul etmemeyi bildirecek fiil veya sözler kullanmaya denir.

  • Fiil ile yapılan inkâr; gayrimüslimlerin kutsiyet atfettiği veya İslam’ın aleyhine bir mana taşıyan merasim ve adetleri işlemektir. Şer’î kitaplarda, bu tür fillerin kesinlikle küfür olduğu ve işleyenin dinden çıkmasına sebep olacağı beyan edilmiştir. Örneğin, zünnar (Hristiyanların bellerine taktıkları bir tür kuşak/kemer) bağlamak, haç takmak, puta, ateşe veya başka dinlerde tapınma için tahsis edildiği bilinen nesnelere secde etmek veya Noel gibi günlerde kutlama yapmak gayrimüslimlerde dini bir anlam taşıdığından kişiyi dinden çıkarır. Zira Mevla Teâlâ hazretleri Kur’an’ı Kerim’de
اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ الْاِسْلَامُ

“Allah katında tek din İslam’dır.”[4] buyurmuş ve eski dinlerin bir hükmünün kalmadığını ifade etmiştir. Buna rağmen diğer dinlerde ibadet manası taşıyan filleri yapmak ayeti açıkça reddetmek olacağından küfürdür.

  • Söz ile yapılan inkâr; şer’î kitaplarda[5] Elfâz-ı Küfür (küfür sözleri) bahsi altında zikredilen lafızları söylemektir. Bu lafızlar, Zarûrât-ı Dîniyyeyi -ayet ve hadisler ile kesin bir şekilde sabit olan şeyleri- inkâr manası taşıyan sözlerdir.

Bu sözler başlıca 4 kısma ayrılmaktadır:

Uluhiyet (ilahlık) ile alakalı olan küfür lafızları;

Allah ﷻ’nün zatı, sıfatları, isimleri veya fiilleri ile ilgili O’na yakışmayacak sözler kullanmak. Mesela; ortağı, eşi veya çocuğu var demek, O’na cehalet, acizlik veya noksanlık nispet etmek, bir yeri unuttuğunu, bir şeye gücünün yetmediğini veya bir şeyi yapmaya mecbur kaldığını söylemek açıkça ayet ve hadisleri inkâr etmek olduğundan kişiyi dinden çıkarır. Nitekim Mevla Teâlâ hazretleri Kur’an’ı Kerim’inde şöyle buyurmuştur:

قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ

“De ki; O Allah tektir. Allah eksiksiz, sameddir. (Bütün varlıklar O’na muhtaç, fakat O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) Doğurmamış ve doğurulmamıştır. O’na bir denk de olmamıştır.”[6]

Başka bir kavlinde de her şeyi bildiğini şöylece ifade etmektedir:

وهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟

“O her şeyi hakkı ile bilendir.”[7]

Her şeye kadir olduğunu da şu kavlinde beyan etmiştir:

وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدٖيرٌࣖ

“Allah her şeye hakkı ile gücü yetendir.”[8]

Nübüvvet ile alakalı küfür lafızları;

Müslümanın, peygamberler arasında ayrım yapmadan hepsine iman etmesi[9] ve bizim peygamberimiz Muhammed Mustafa ﷺ’in son peygamber olduğuna[10] inanması ayeti kerimelerde beyan edildiği için farzdır. Müslüman birisinin çıkıp bunun aksini iddia etmesi, bu ayetleri yalanlamak olur ve onu dinden çıkarır. Aynı şekilde Peygamberlere (aleyhimüsselam) sövmek[11] veya onlara zina, fuhuş ve yalan isnat etmek nasları ve icmâ’ı (ulemanın konu hakkındaki ittifakını)[12] açıkça reddetmek olur ve bu çirkin işin faili kafir olur.[13]

Kur’an’ı Kerim ile alakalı olan küfür lafızları;

Kur’an’ı Kerim’in Allah Teâlâ tarafından gönderilmediğini, bir kısmının uydurma olduğunu, hükümlerinin bugün geçersiz olduğunu ya da tahrif edildiğini söylemek, bütün dinin üzerine temellendirildiği asılları inkardır ve bunları söyleyen mürted (dinden çıkmış) olur. Namazın farziyetini inkâr etmek veya namazın beş vakit olmadığını söylemek, melekleri inkâr etmek, cin diye bir şey yoktur, ruh uydurmadır demek yine ayetlerde açıkça geçen ifadeleri reddetmektir. Hazreti Aişe’ye zina iftirası atmak yine Kuranı inkâr sayılacağından[14] küfürdür. Yahudi ve Hristiyanlar cennete girebilir, bir gayrimüslim Müslümandan hayırlı olabilir diyen kimse de kafir olur.

Kısacası Kur’an’ı Kerim ve Hadisi şer’îflerde kati bir surette varit olan bir şeyi inkâr etmek dinden çıkma sebeplerindendir.

İslami ilimler ve alimler ile alakalı olan küfür lafızları;

İslami ilimler; hak dinin yeryüzünde yayılması ve bu yayılma esnasında hak dinde meydana gelebilecek yozlaşma ve tahrif hareketlerini engellemek için tesis edilmiş ilimlerdir. Alimler ise bu kutlu vazifeyi üstlenen kimselerdir. Dolayısıyla taşıdıkları yüce manadan dolayı, bunlara hakaret etmek veya sözlerini engellemek kişinin hak dine iman etmediğini bildirir ve kişiyi dinden çıkarır.

İstihlâl

İstihlâl; ayet ve hadislerde haram olduğu beyan edilen herhangi bir meseleyi helal saymaktır.

Allah ﷻ’nün haram dediğine helal demek, koyduğu kanunları beğenmemek anlamına gelir ve kişinin dinden çıkmasına sebep olur. Mesela evlilik düşmeyen yakın akraba ile nikahlanmak,[15] şarap içmek, leş yemek, kan içmek ya da domuz eti yemek[16] gibi haram olduğu kesin olarak bilinen şeyleri helal saymak kişiyi dinden çıkarır.

İstihfaf

İstihfaf; Allah ﷻ ve Resulü’nden ﷺ geldiği sabit olan herhangi bir meseleyi hafife almaya denir.

Kişinindini bir meseleyi hafife alması o meseleye iman etmediğini gösterir. Nitekim biz insanlar birisinden gelen tehdide veya müjdeye inanmadığımız zaman onu küçümser ve bir sonucu olmayacağını düşünürüz. İşte bir Müslümanın da Allah Teâlâ’dan gelen bir şeyi hafife alması ona inanmadığı anlamına gelir ve dinden çıkmasına sebep olur.

İstihza

İstihza; Şer’î bir mesele ile alay etmek demektir.[17] Bu konunun hududu gerçekten geniştir. Cennet ve cehennemle alakalı fıkralar, dini kıyafetleri birtakım oyunlarda kullanarak imam ve hocaları espri malzemesi yapmak, çarşafı şerif giyen birini kargaya benzetmek ve sakal uzatan birini maymuna benzetip onunla alay etmek gibi filler istihza sayılır ve kişiyi dinden çıkarır. Çünkü herkesçe malumdur ki bir kimse ile alay etmek onun ciddiye alınmadığını gösterir. Böyle bir fiil dini bir meselede düşünüldüğünde ise kişinin dinden çıkmasına sebep olur.

Not: En son zikredilen İstihlâl, İstihfaf ve İstihza kısımları, içlerinde inkâr manasını barındırırlar. Dolayısıyla inkâr kısmında zikredilen misaller bu kısımlar için de misal olarak zikredilebilir.

Ezcümle; dinin asıllarından olduğu bilinen bir meseleyi inkâr etmek, onu hafife almak, onunla hangi surette olursa olsun alay etmek veya haddi olmadan dini bir hüküm koymaya kalkışıp bir helale haram ya da bir harama helal demek insanı dinden çıkarır. Bu durumda bir Müslümanın ebedi saadete kavuşmak için, hayatını inanç, amel ve toplumsal yaşam gibi bütün alanlarda Allah ﷻ ve Resulü’nün ﷺ emir ve yasaklarına uygun bir şekilde yaşaması gerekir.

[1] Rum, (30); Buhari, (1338).

[2] Buradaki emredilen ve yasaklanan işlerden kasıt ileride açıklanacağı üzere iman ile doğrudan alakalı birtakım fiillerdir. Yoksa bütün emredilen ve yasaklanan fiiller değildir. Çünkü amel imanın bir cüzü değildir. İman amelsiz de olsa geçerlidir.

[3] Nisa, (116).

[4] Âl-i İmrân, (19).

[5] Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir yayınları.

[6] İhlas, (1-4).

[7] Bakara, (29).

[8] Âl-i İmrân, (189).

[9] Bakara, (285).

[10] Ahzab, (40).

[11] Kevser, (3).

[12] Ali el-Kârî, Minahu’r-Ravdı’l-Ezher, 169.

[13] Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir yayınları, 124.

[14] Nur, (11).

[15] Nisa, (22-23).

[16] Bakara, (173).

[17] Bakara, (231); Kehf, (106).

Hakkında MEŞİHAT

Dini soruların cevap kapısı. İslam'a dair tüm sorularınızı Whatsapp aracılığıyla bize sorabilir; arama kısmından sitemizdeki yüzlerce cevaba ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir