Kader: Mevla Teâlâ’nın olacak şeylerin zamanını, mekânını, özelliklerini ve diğer ayrıntılarını ezelde bilip takdir etmesidir.[1] Kadere inanmak imanın altı şartından biridir. Zira Allah (Azze ve Celle) Kur’an-ı Kerim’in birçok ayeti kerimesinde kaderi ispat etmiştir. Bu ayet-i kerimelerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
1- “Muhakkak ki Biz, her şeyi, bir kaderle (takdir edilmiş olarak) yarattık.”[2] Bu ayeti kerime; müşrikler, Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) gelip kader hususunda itiraz etmeye başlayınca inmiştir.[3]
2- “Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.”[4]
3- “Allah bizim hakkımızda ne takdir etmiş ne yazmışsa başımıza ancak o gelir.”[5]
4- “Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.”[6]
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Cibril hadisinde “İman nedir?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Allah’a, meleklerine, kitabına, O’na kavuşmaya, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye ve kaderin tamamına iman etmendir.”[7]
Kaderin ispatı hususunda daha birçok ayet ve hadis varit olmuştur. Bunca ayet ve hadisten anlaşılacağı üzere iman etmek isteyen her bir kimse için ‘kadere iman’ bir zorunluluktur. Nasıl ki imanın diğer beş şartını yerine getirmeyen kimse mümin olamıyorsa tarif edilen manada bir kader anlayışını inkâr eden kimse de tam anlamıyla mümin sayılamayacaktır.
Burada akla gelen şu soruyu da cevaplamak gerekir:
Allah Benim Ne Yapacağımı Daha Ben Doğmadan Biliyorsa Beni Neden Cezalandırıyor?
Mevla Teâlâ’nın bir şeyi önceden bilmesi, kulu o fiile zorladığı anlamına gelmez. Zira bunun en bariz misali günümüzde kullandığımız takvimlerdir. Biz bu takvimler sayesinde henüz günü gelmeden belki bir yıl önce, o gün güneşin hangi saatte doğup hangi saatte batacağını biliyoruz. Acaba güneş, takvimde yazdığı için mi o saatte doğuyor? Yoksa güneş zaten o saatte doğacağı için mi takvimde bu şekilde yazılmıştır? Tabi ki güneş o saatte doğacağı için takvimde bu şekilde yazılmıştır.
İşte! Tıpkı bu şekilde Mevla Teâlâ Hazretleri ezelî ilmi ile kulların ne yapacağını bilmiştir. Ancak onun bu bilmesi kulların yapacaklarını etkilemez. Bilakis kullar bu tercihleri yapacağı için Mevla Teâlâ bu şekliyle bilmiştir.
Hulasa, bir günahı işleyip daha sonra “Kaderimde böyle yazılmış.” demek, kişinin kendisini kandırmasından başka bir şey değildir. Hatta böyle bir ifade belki Mevla’ya iftira etmek olacaktır.
Allah ﷻ en doğrusunu bilendir…
[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlmi Kelam, Semerkand Yayınları, 303.
[2] Kamer, 49.
[3] İmam Taberi, Müessesetü’r-Risale, Câmi’ul Beyân, XXII/606.
[4] Ahzab, 38.
[5] Tevbe, 51.
[6] Kamer, 12.
[7] Müslim, 7-(10).