Namazın cemaatle yahut münferiden kılınması fark etmeksizin namaz sonrası tesbihat yapmak, namazın müstehaplarındandır.
İmam selam verdikten sonra, müezzin aşikâre olarak: “Allahümme entesselâmu ve minkesselâm tebârekte ya zelcelâli vel-ikrâm” der. Son sünnet varsa kılınır. Sonra Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) salat-selam okunur. İmam ile cemaatten her biri gizlice “Ayete’l-Kürsî”yi okur. Ayete’l-Kürsî okunduktan sonra otuz üçer kere “Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber” denir. Bu tesbihlerin sayısı parmaklarla hesaplanabileceği gibi, tesbih taneleri ile de hesaplanabilir. Önemli olan sayıları tam yapmaktır. Yukarıdaki şekilde otuz üçer kere tesbih, tahmid ve tekbirden sonra, müezzin yüksek sesle: “Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh, Lehulmülkü ve lehulhamdü ve hüve ala külli şey’in kadîr, Sübhane Rabbiyel aliyyil’alel-vehhab” (Allah’tan başka hak mabud yoktur. O, birdir. O’nun ortağı yoktur. Mülkü O’nundur, hamd O’na mahsustur. O her şeye kâdirdir. Çok yüce ve çok bağışlayıcı olan Rabbim, bütün noksanlardan münezzehtir.) der. Bütün cemaat dua edip ellerini yüzlerine sürerler.
Namaz sonrası tesbihat her Müslüman tarafından münferiden yapılmalıdır. Camilerde müezzinlerin okudukları kendi tesbihatları olarak kabul edilir. Bu duaları okuyanlar büyük sevap kazanırlar.[1]
[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, s.112; Şürünbülali, Merak-l Ferah fi şerhi Nuri-l İzah, s.116-117.