Akıl-baliğ ve hür olan, erkek Müslümanların toplanmaya mâni bir durumları olmadığı müddetçe Cuma’nın farzı ve Bayram namazlarını cemaatle camide kılmaları farzdır. Diğer farz namazların cemaatle camide kılınması ise sünnet-i müekkededir.[1]
Bunun dışındaki sünnet namazlar ise ister nafile,[2] isterse de revâtip[3] olsun caminin dışında herhangi bir yerde eda edilebilir. Dolayısıyla Cuma’nın farzından sonraki sünnet namazları ev, dükkân gibi yerlerde kılınabilir.
Ancak namaz kulun yaratıcısı ile arasındaki özel bir haldir. Namaz sırasında kulun kalbini yaratıcısından başka her şeye kapatması gerekir ki bu halin sağlanabileceği en uygun yer camilerdir. Şu kadar da var ki, camilerde farzların peşine kılınmayan sünnetler birtakım meşgalelerden sebep unutulabilmektedir. Hatta bir süre sonra tamamen terk edilebilmektedir. Bu mahzurdan da sakınmak için nafileleriyle beraber namazın tamamını camilerde tamamlamak kulluk bilincine en uygun olandır.
[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 191.
[2] Nafile namazlar: Teheccüt, işrak ve kuşluk namazları gibi.
[3] Revâtip namazlar: Farz namazların önüne ve sonuna gelen namazlar. Öğlenin ilk ve son sünnetleri gibi.