İslam fıkhına göre insanlar arasındaki mahremiyet kan bağı, sıhriyet (dünürlük) ve süt emzirme sebepleriyle sağlanır.[1] Aralarında bu mahremiyet sebeplerinden biri bulunmayan kişiler akraba olsalar dahi birbirlerine yabancı sayılırlar. Bu kimselerin kadın-erkek karışık olarak birbirleriyle görüşmeleri, oturup-kalkmaları uygun değildir. Zira yabancılar için geçerli olan tesettür kaideleri bu kişiler arasında da geçerlidir.
Mahremiyet Tesis Eden Sebepler
1- Kan Bağı
Kan bağı sebebiyle mahrem olanlar yedi kısımdır:
I. Anneler (anne, annenin annesi …)
II. Kızlar (kız, kızının kızı…)
III. Her cihetten (ana bir, baba bir veya ana baba bir) kardeşler.
IV. Halalar.
V. Teyzeler.
VI. Erkek kardeşlerin çocukları.
VII. Kız kardeşlerin çocukları.
2- Sıhriyet (Evliliğe Dayanan Akrabalık)
Nikâha dayanan akrabalık sebebiyle mahrem olanlar dört kısımdır:
I. Nikâhtan sonra, evlenilen kadının annesi.
II. Evlenip ilişkiye girilen kadının kızları.
III. Gelinler (Evlatlıklar bu hükme dâhil değildir.)
IV. Baba ve dedelerin eşleri.
3- Süt Emzirme
Kan bağına ve evliliğe dayanan akrabalık sebebiyle evlenilmesi mahrem olanlar, süt bağı sebebiyle de mahrem olurlar. Dolayısıyla sütanne, sütbaba, sütkardeş, süt teyze gibi kişiler mahremdir.
Netice
Farklı cinsteki amca, teyze ve hala çocukları arasında İslam fıkhına göre mahremiyet yoktur. Bu kişilerin birbirleriyle evlenmeleri caiz olduğu gibi nikâhsız olarak birbirleriyle münasebet kurmaları caiz değildir. Hüküm bakımından bu kişilerin yabancılardan hiçbir farkı yoktur. Hatta bu gibi yakın kimselerin birbirleriyle olan münasebetlerinde daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Zira sürekli görüşme, konuşma gibi imkânların bulunması yanlış işlere zemin hazırlayabilmektedir.
Helaller ve Haramlar konusundaki diğer makalelerimizi buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
[1] Mahrem kimseler Nisa Sûresi 22 ve 23. ayet-i kerimelerinde beyan edilmiştir.