Deli, Ramazan ayı içerisinde iyileşse geçmiş günleri kaza etmesi gerekir mi?
Deli olan kişi Ramazan ayı içerisinde iyileşse geçmiş günleri kaza etmesi gerekir.
Fakat bir kimsenin delirmesi Ramazan ayının son günün öğle namazının vaktinden sonrasına kadar devam etse, artık iyileşmekle kendisine kaza gerekmez. Çünkü bu kişiye kaldıramayacağını yüklemek olur.
Delirmiş olan kimsenin iyileşmesi, kendisindeki delirmenin tamamen ortadan kalkması ile olur. Bu sebeple delirmiş olan kimse, Ramazan gecelerinden birinde iyileşip de sonra fecirden itibaren yine delirse, üzerine kaza gerekmez.[1]
Bir kimse Ramazan ayını başından sonuna kadar deli olarak geçirse, sonradan deliliği ortadan kalksa bu günleri kaza etmesi gerekir mi?
Bir kimsenin üzerine Ramazan orucunun vacip olmasının şartı, oruç tutmaya elverişli bir vakte şahit olmaktır. Buna binaen bir kimse Ramazan ayını başından sonuna kadar deli olarak geçirse, sonradan deliliği ortadan kalksa deli olarak geçirdiği bu günleri kaza etmesi gerekmez. Zira bu kimse oruç tutmaya elverişli bir zamana sıhhatli olarak şahit olmamıştır. Ayrıca bu kimsenin Ramazan ayının tamamını kaza etmesinde güçlük vardır.[2]
Deli olan kişi Ramazan ayında iftardan sonra iyileşse fakat imsak vakti girmeden tekrar delirse bu oruçları sonradan kaza etmesi veya bu oruçlar için fidye verilmesi gerekir mi?
Bir kimsenin üzerine Ramazan orucunun vacip olmasının şartı, oruç tutmaya elverişli bir vakte şahit olmaktır. İftar ile imsak vakti arası ise oruç tutmaya elverişli bir vakit değildir. Bu sebeple deli olan kimse bu vakitlerde iyileşse ve imsak olmadan tekrar delirse oruç tutmaya elverişli bir vakte şahit olmadığı için Ramazan ayının orucu kendisine vacip olmaz. Sonradan iyileşse bu oruçları kaza etmesi gerekmez ve bu günler için fidye vermez.[3]
[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 381; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, Darü’l Fikr, II/432.
[2] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 381; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, Darü’l Fikr, II/433.
[3] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 381; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, Darü’l Fikr, II/372.