Şükür Secdesi | Şükür Secdesinin Hükmü Nedir?

Şükür, sözlükte “nimeti bilmek onu izhar etmek ve mün‘ime (nimet verene) nimetin mukabilinde hamdetmek”[1] anlamına gelmektedir.

Şükür eldeki nimetin bağı, gelecek nimetin ise avıdır. Zira Allah Teala “Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.”[2] buyurmuştur. Şükür kul ile Allah arasında sevgi bağıdır. Kul şükrettiği anda Rabbinin büyüklüğünü hatırlar ve ihsanı böyle büyük Rabbe kul olmanın verdiği huzur ve huşu‘u kalbinde hisseder. Kendisine verilen nimetleri düşünür bu da nimetleri vereni memnun eder ve kadrini bilen kişiye karşı ihsanını artırmasına sebep olur. Kulun ubudiyetinde (kulluğunda) şükür manevi olarak olumlu etki yapar. Bu yüzden şükür kulluğun şanındandır.

Şükür Secdesinin Hükmü Nedir?

Şükür secdesi bir nimetin elde edilmesinden veya bir felaketin kalkmasından ve emsali şeylerden dolayı kıbleye yönelerek tekbir alıp secdeye varmaktan ve hamd ile tespihte bulunup şükrettikten sonra yine tekbirle secdeden kalkmaktan ibarettir ki; tilavet secdesi gibidir. Bununla birlikte şükür secdesi müstehaptır.

Bir nimetin yüz göstermesi veya bir musibetin kalkması gibi bir sebep olmaksızın yapılacak şükür secdeleri ne sünnet ne de mekruhtur. Fakat namaz bittikten sonra bu şekilde secde yapılması mekruhtur. Çünkü bunu namazın vaciplerinden veya sünnetlerinden sanacak kimseler bulunabilir. Böyle bir inanca sebebiyet verecek hiçbir mubah kerahetten uzak kalamaz.[3]

Şükür Secdesinin Delilleri Nelerdir?

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisini sevindirecek bir iş olduğunda secde yapardı.”[4] gibi rivayetler şükür secdesinin Peygamberimizin fiillerinden olduğunu desteklemektedir. Sahabenin ileri gelenlerinin de şükür secdesi yaptıkları vakidir. Nitekim “Ebu Bekir (radıyallahu anh) Yemame’yi fethedince secde yaptı.”[5] ve “Peygamber Efendimiz (sallahu alehyi ve sellem), Ebu Bekir ve Ömer (radıyallahu anhüma) müzmin hasta olan bir adamı görünce secde yaptılar.”[6] gibi rivayetler hadis kaynaklarında çokça mevcuttur.

[1] el-Mu’cemu’l-Vasît, Daru’d-Da’ve, I/490.

[2] İbrahim, 7.

[3] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin yay, s.265; İbn Emiru Hac, Halbetü’l-Mücelli, DKİ II/594.

[4] Tirmizi, 1578.

[5] Musannefü İbni Ebi Şeybe, 8413.

[6] Musannefü İbni Ebi Şeybe, 8414.

Hakkında MEŞİHAT

Dini soruların cevap kapısı. İslam'a dair tüm sorularınızı Whatsapp aracılığıyla bize sorabilir; arama kısmından sitemizdeki yüzlerce cevaba ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Bakınız

İslam dininde ve önceki dinlerde namaz ibadeti. Detaylı ve özet haliyle İslam'da namaz, şartları, vakitleri, türleri vb. konular

Namaz | İslam’da ve Diğer Dinlerde Namaz İbadeti

Namaz kelimesinin Arapça karşılığı “salât” olup sözlük anlamı dua etmek demektir. Arap şairler “salât” kelimesini …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir