Ramazan aylarında ortaya atılan ve bilen bilmeyen herkesin diline doladığı bir mesele. “Teravih namazı 8 rekât mı?”
Bu gibi Fıkhî meselelerde hakikati anca Fıkıh kitaplarımızdan öğrenebiliriz. Yoksa Hadisi şeriflere, ulemânın kavillerine başvurmadan keyfe keder mana vererek değil. Yukarıdaki ibarelerden de anlaşılacağı üzere Hanefi[1], Şafii[2], Hanbeli[3] mezheplerine göre ve Malikilerden gelen meşhur görüşe[4] göre teravih namazı 20 rekattır.
Zaten Hz. Ömer Efendimiz, Ramazan ayında sahabeleri toplayıp Übeyy b. Kab’ın imamlığında 20 rekât teravih kılmalarını emretmesine Sahâbe-i Kirâm efendilerimizden kimsenin karşı çıkmadığından da anlaşılacağı üzere bu hususta sahabenin icması oluşmuştur.[5]
Herkesin yıllardır bildiği, mezheplere de mutabık olan bu uygulama yakın zamanda Elbânî’nin ortaya atmasıyla yeniden konuşulur oldu. Dört mezhep fukahası görüş birliği içerisindeyken, Sahâbe-i Kirâm efendilerimizin de icmâsı varken bu zata itimat ederek “8 rekât meselesi”’ni dillendirmek maalesef huzur bozmak ve akıl karıştırmaktan öteye geçmez.
Bu 8 rekât mesele Aişe validemizin Buharî’de geçen: “Rasulullah ne ramazanda ne de ramazan dışında 11 rekâttan fazla kılmazdı.”
Hadisi şerifinin yanlış yorumlanması neticesinde ortaya çıkan bir meseledir.
Bu rivayette Resulullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in gece namazı olarak daima kılmakta olduğu teheccüd namazı anlatılıyor yoksa Ramazan’da “Teravih” olarak nitelediğimiz namaz değil.
Zaten Hadis-i Şerifteki Hz. Aişe (Radıyallahu Anha)’nın ne Ramazan’da ne de dışında ifadesi bunu açıkça gösteriyor. Çünkü Ramazan’ın dışında teravih yok.[6]
Dolayısıyla Ramazan’ın dışında Rasulullah 11 rekât olarak ne kıldıysa Ramazan’ın içinde de 11 rekât olarak onu kılmıştır.
Ayrıca başka bir rivayette Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in;
«إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَرَضَ صِيَامَ رَمَضَانَ عَلَيْكُمْ، وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ»
“Allah Tebareke ve Teâla size Ramazan orucunu farz kıldı ve bende size onun kıyamını (Teravih namazını) sünnet kıldım”[7] şeklindeki rivayetten de anlaşılan, Teravih namazının Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından diğer zamanlardaki gece namazları hariç bu mübarek aya mahsus olarak sünnet kılındığıdır.
Teravih namazı 20 rekât olarak sünnet olmuştur, sünnet-i mükkededir. Buna dair…
1. Hz. Ömerin uygulaması var.
2. Bunun üzerine sahabenin icmasi var.
3. Rasulullah “Benim ve benden sonraki râşid halifelerin sünnetine uyun”[8] buyurarak Hz. Ömerin uygulamasının sünnet olduğunu beyan etmesi var.
4. Dört mezhep fukahâsının beyanları var
Burdaki mesele sadece teravih namazı “8 rekât mi 20 rekât mi” meselesi değil.
Yukarıda da ifade edildiği üzere Hz. Ömer Efendimizin 20 rekât olarak kıldırması ve sahabeden hiç birisinin bugün söylenildiği gibi “8 rekât niye kılmıyoruz? Rasulullahın 8 rekât kıldığını gördük/duyduk” dememesinden anlaşılıyor ki Sahabenin icmasi var.[9]
Şunu söylemeliyim ki usulü fıkıh kitaplarımıza ifade edildiği üzere eğer bir hüküm, edille-i şeriyyeden biri olan icma ile sabit olmuşsa ilmi yakîn yani kat’i ilim (kesin ilim) ifade eder ve inkâr edilemez.[10]
Durum böyle olunca icmayı görmezden gelerek hareket etmek birçok zararı/sıkıntıyı beraberinde getirecektir. Binâenaleyh icmânın reddine götüren bu kapıyı aralamamak lâzım.
En basitinden Hz. Ebubekir Efendimizin imameti (halifeliği) bile sahabenin icmasıyla sabitken “İcmanın hilâfınada hareket edebiliriz” zihniyetinin yayılması durumda başta Hulefa-i Raşidinin imametini inkâr olmak üzere iş nereye gider az çok tahmin edebiliyoruz.
Zaten bunlar olmadı değil…
Cumhur ulemâya rağmen Âdem (Aleyhis Selam)’ın babası var diyenden tut Hz. Meryem validemiz çift cinsiyetliydi diyene kadar hepsi çıktı. Neuzubillah…
Buradaki sıkıntı ulemanın ittifakını, icmasını göz ardı ederek önüne çıkan bir rivayetten ve hatta ayetten anladığı mana sonucunda hüküm vermek.
Bizim görevimiz İmam Azamın ifade ettiği gibi: “Sahabe bir şey üzerinde icma’ ederse buna teslim oluruz.”[11] düsturuyla hareket ederek az evvel bahsi geçen sıkıntılara mahal vermemeye çalışmaktır.
[1] el-Mebsût 2/144
[2] el-Mecmû 5/39
[3] el-Muğnî 2/601
[4] Şerhu’s-Sağîr 1/404
[5] Bedâiu’s-Sanâi 1/288
[6] el-Mevahibu’l -Ledüniyye ale’ş-Şemâili’l Muhammediyye,İbrahim el-Bâcûrî, s.454
[7] İbn Mace
[8] Ebu Davut
[9] Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi’, 1/288
[10] Nûrül envâr fi Şerhil Menâr, Molla Civan, 1/628
[11] Cessâs, el-Fusûl fi’l- Usûl, 217