Bir Müslümanın kurban bayramı günlerinde nisap miktarı malı bulunursa kan akıtması vacip olur. Zira hadis-i şerifte: “Kim bir genişlik (kurban kesmek için maddi imkân) bulur da kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın (bize ve mescidimize yakın olmasın).”[1] buyrulmuştur. Başka bir hadis-i şerifte “Kim bir genişlik (kurban kesmek için maddi imkân) bulur da kurban kesmezse şefaatimize nail olamaz.”[2] buyrulmuştur. Yani kurbanda vacip olan, kan akıtmaktır. Hayvanın etinin dağıtılması, sadaka vermek gibi nafile bir ibadettir.
Kurban etinin tamamını tasadduk etmek caiz olduğu gibi tamamını kendine ayırıp hiç dağıtmamak da caizdir. Bu eti kaplara, küplere basıp saklamak da caizdir. Lakin yedirmek ve sadaka olarak dağıtmak daha faziletlidir. Ancak ailesi kalabalık olan kişinin evinde genişlik olması için tasadduku terk edip kendi evlad-ı iyaline yedirmesi müstehaptır.[3]
Günümüzde, hayat şartları iyi olmayan ve sene içerisinde et alacak maddi genişliğe ulaşamayan kimselerin, aileleri için eti saklamalarında bir beis yoktur. Zira günümüzde yaklaşık 96 gram altınlık yatırımı bulunan bir kimseye kurban vacip olmaktadır. Birçok insan ise kendilerine kurban vacip olmakla birlikte müreffeh bir hayat yaşamamaktadır. Böyle kimselerin sene içerisinde yemek için etin bir miktarını saklamalarında hiçbir beis yoktur. Derin dondurucu edebiyatı yapanlar kendileri hiç kurban kesmeyen kişilerdir ve Türkiye’nin durumundan haberdar değillerdir.
[1] Hâkim en-Nîsâbûrî, “el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn”, 4/228, Hadis Nu: 7628; ed-Dârakutnî, “Sünen”, Hadis Nu: 4743
[2] Enver Şah Keşmîrî, “el-‘Urfu’ş-Şezzî Şerh-u Süneni’t-Tirmizî”, Dâr-u İhyâi’t-Türasî’l-‘Arabiyyi, 2004, 4/60; Farklı lafızla: Taberânî, “Mu‘cemü’l-Kebîr”, Hadis Nu: 11367
[3] Yani etin tamamını saklayıp hapsetmesi caizdir. Zira kurban, kan akıtmaktır. Reddul Muhtar, 9/454.