Enes (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: “Ensar-ı Kiram’ı sevmek imanın alametidir. Ensar’a kin duymak ise münafıklığın alametidir.”
Enes b. Malik (radıyallahu anh)
Ensar-ı kiramdan olan Enes b. Malik (radıyallahu anh), sahabe-i kiramın ileri gelenlerindendir. 9 yaşındayken annesi Ümmü Süleym tarafından Efendimiz ﷺ’in hizmetine verilmiştir. 10 sene Efendimiz ﷺ’in hizmetinde bulunmuş ve bu zaman zarfı içinde Efendimiz ﷺ’den en ufak incitici bir söz duymadığını söylemiştir.
Efendimiz ﷺ hizmetinden ötürü kendisine şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Bunun malını ve evladını çoğalt. Ona verdiklerinde kendisine bereket ihsan eyle.”[1] Bazı rivayetlerde bu duaya “Ömrünü bereketli kıl, çok evlat ve uzun ömür ver.” ifadelerini de eklediği geçmektedir.[2] Bu duanın bereketiyle malı ve evladı çok olmuştur. Sahabe-i kiramın en son vefat edeni olan Enes b. Mâlik, hicretin 93. senesinde Basra’da vefat etti. Ebû Hanife (rahimehullah)’ın kendisine ulaştığı rivayet edilmektedir.
Enes b. Malik (radıyallahu anh), Efendimiz ﷺ’den 1286 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Bunlardan 168 tanesi Buhârî ve Müslim’in ittifakla rivayet ettiği hadislerdir.
Enes (radıyallahu anh)’ın Diğer Bazı Rivayetleri
1. “Sizden biriniz, kendisi için istediği şeyi kardeşi için istemedikçe (kâmil manada) iman etmiş olmaz.”[3]
2. “Üç haslet vardır ki, kimde bulunursa o kişi imanın tadını alır:
- Allah’ın (celle celalühü) ve Rasulullah’ın ﷺ o kişiye herkesten daha sevgili olması.
- Sevdiği kimseyi yalnızca Allah için sevmesi.
- İmandan küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi kötü görmesi.”[4]
3. “İlmin kaldırılması, cahilliğin yerleşmesi, şarap içilmesi ve zinanın aşikâr yapılması kıyamet alametlerindendir.”[5]
4. Enes (radıyallahu anh), Rasulullah ﷺ’in helaya girerken şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Allah’ım! Erkek ve dişi cinlerden sana sığınırım.”[6]
5. “Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”[7]
Bir İman Alameti: Ensar-ı Kiram’ı Sevmek
Ensar, yardımcı manasındaki ‘Nâsır’ kelimesinin çoğuludur ve ‘yardımcılar’ demektir. Efendimiz ﷺ Mekke-i Mükerreme’den Medine’ye hicret edenlere yardım eden Medineli Evs ve Hazreç kabilelerini, ‘Ensar’ olarak isimlendirmiştir. Daha sonra bunların çocuklarına ve kölelerine de Ensar denilmiştir.
“İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.”[8] ayet-i kerimesindeki ‘barındırıp yardım edenler’ ifadesiyle kastedilen Ensâr-ı Kirâm’dır.
Yine Allah ﷻ Ensâr-ı Kirâm hakkında şöyle buyurmuştur: “İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır.”[9]
Hadis-i şerifin zahiri, Ensâr’ı sevmeyenlerin münafık olduğunu göstermektedir ancak ulema, “Ensâr’ı Rasulullah’a ﷺ yardım ettiğinden dolayı sevmeyenlerin münafık olduğunu” söylemişlerdir.[10] Ancak her halükarda Allah Rasulü’nün kıymetli sahabesi hakkında en ufak bir sevgisizlik, nifak alametidir. Efendimiz ﷺ Ensâr hakkında şöyle buyurmuştur: “Ensâr’ı seven, beni sevdiği için sever. Ensâr’a buğz eden de, bana buğz ettiği için buğz eder.”[11] Yine başka bir hadis-i şerifte, “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse Ensâr’a buğz etmez.”[12] buyurmuştur.
Nifak ve Münafıklık
Nifak, kalpte küfrü gizleyerek iman iddiasında bulunmaktır.[13] Kâfir olup, İslam’ın nimetlerinden yararlanmak isteyenler veya İslam’a zarar vermek isteyenler tarih boyunca münafıklar olarak Müslümanların arasında yer almışlardır. Allah ﷻ, Müslümanları kandırmaları ve haşa Allah’ı ﷻ da kandırdıklarını sanmaları sebebiyle münafıklara kâfirlerden daha fazla azap edeceğini beyan etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.”[14]
Efendimiz ﷺ birçok hadis-i şerifte münafıkların alametlerinden bahsetmiştir. Böylece hem ümmetini kendilerinde münafıklık alametleri bulunmasından engellemiş hem de Müslümanların münafıkları tanımasını sağlayarak zararlarından ümmetini korumaya çalışmıştır. Bu hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler; söz verdiğinde sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder.”[15]
“Şu dört şey kimde bulunursa o kimse münafıktır. Bu dört şeyden biri bulunan da nifaktan kendisini münafıklığa çağıran bir cüz bulunmuş olur:
1- Konuştuğunda yalan söylemek;
2- Söz verdiğinde yerine getirmemek;
3- Anlaştığı şeylerde aldatmak;
4- Kavga ettiğinde küfretmek.”[16]
“Münafıklara yatsı ve sabah namazlarından daha ağır gelen bir namaz yoktur!”[17]
[1] Buhârî, Da‘vât, 18; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 32.
[2] Bedrüddîn el-Aynî, Umdetü’l-Kârî, Dâr-u İhyâi’t-Türasi’l-Arabî, 1/140.
[3] Buhârî, İmân, 6; Müslim, İmân, 45; Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 59.
[4] Buhârî, İmân, 8; Müslim, İmân, 43.
[5] Buhârî, (80).
[6] Buharî, (142).
[7] Buhârî, (5774).
[8] Enfal Sûresi, 74.
[9] Tevbe Sûresi, 100.
[10] İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî, Dâru’l-Marife, 1379, 1/62.
[11] Ahmed b. Hanbel, Fezâilü’s-Sahâbe, Müessesetü’r-Risâle, 1983, 2/792, No: 1416; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, 19/341, No: 789.
[12] Müslim, İman, 130; Ahmed b. Hanbel, 15/255, No: 9434.
[13] Bedrüddîn el-Aynî, Umdetü’l-Kârî, Dâr-u İhyâi’t-Türasi’l-Arabî, 1/151.
[14] Nisâ Sûresi, 145.
[15] Buhârî, İman, 23; Müslim, İman, 107.
[16] Buhârî, Mezâlim, 18; Müslim, İman, 106.
[17] Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsâd, 9/89, No: 9217.
2 Yorumlar
Pingback: Sahur Yemeğinde Bereket Vardır | Sahur Yemeğinin Önemi | Meşihat
Pingback: Kadınların Mahremsiz Yolculuk Yapmalarının Hükmü | Meşihat