Korku Namazı Nedir? Korku Halinde Namaz Nasıl Kılınır?

Allah Teala Kur’an-ı Hakim’inde “Allah sizin için kolaylık ister zorluk istemez.”[1] buyurmaktadır. Korku namazı da Allah’ın bize olan rahmetinin bir mazharıdır. Büyüklerin arkasında namazı ikame etmiş olmanın verdiği sevinci tekrar yaşayabilmemiz için bir olanaktır. Savaşta dahi cemaatin oluşturduğu dayanışma kuvvetinin tekrar hatırlanmasının sebebidir.

İslam’da Korku Namazı Var Mı?

Korku namazı (Habibim!) Sen onların arasında bulunup da kendilerine namaz kıldır(mayı arzula)dığın zaman (onları iki kısma ayır), içlerinden bir taife seninle birlikte (namaza) kalksın ve (tedbir için, kendilerini namazdan meşgul etmeyecek şekilde) silahlarını (yanlarına) alsınlar. Bu (namaz kıla)nlar (rekâtın sonunda ikinci defa) secde ettikleri vakit (düşmanın karşısında durmak için dönüp) arkanızda olsunlar, kılmamış olan diğer topluluk ise gelip seninle birlikte kılsınlar ve (zırh gibi) korunma aletlerini de (kılıç gibi savaşacak) silahlarını da (yanlarına) alsınlar. Çünkü o kâfir olmuş kimseler arzuladı(lar) ki; siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gâfil olasınız da, tek bir hamle ile üzerinize yüklen(erek işinizi bitir)sinler! Eğer sizde yağmurdan (dolayı) bir eziyet bulunuyorsa yahut da hastalar olduysanız, silahlarınızı (yanınıza almayıp) bırakmanızda üzerinize hiçbir günah yoktur. Yine de siz (gücünüz nispetinde) korunma (tertibâtı)nızı alın! Şüphesiz Allah o kâfirler için çok alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.”[2] ayeti ve Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) uygulamasıyla sabittir ki Efendimiz, “Zi-Kared”, “Zatü’r-Rika”[3] ve “Batnı Nahl”[4] vakalarında korku namazı kıldırmıştır.   

Korku Halinde Namaz Nasıl Kılınır?

Korku namazından maksat; düşman saldırısı, sel ve yangın felâketi gibi tehlikeler karşısında bulunan İslâm cemaatinin kendilerini idare eden bir idareciyi veya diğer muhterem bir zatı imam edinerek onun arkasında farz bir namazı nöbetleşe kılmalarıdır.     Şöyle ki, bu cemaatten bir kısmı düşman karşısında durur. Bir kısmı da gelip imama uyar. İmama uyan ilk cemaat, iki rekâtlı bir namazın ilk rekâtını, üç veya dört rekâtlı bir namazın da ilk iki rekâtını imamla beraber kılar. İki rekatlı namazlarda ilk rekâtın ikinci secdesinden, üç veya dört rekatlı namazlarda ise birinci oturuşta teşehhütten sonra düşman karşısına gider. Diğer cemaat gelerek imama uyar ve onunla beraber geri kalan rekât(lar)ı kılar. Sonra tekrar düşman karşısına gider. İmam kendi başına selâm verir, namazdan çıkar. Birinci cemaat tekrar gelir, lahik konumunda olduğu için namazı kıraatsız olarak tamamlar, selâm verir ve cepheye gider. Sonra ikinci cemaat gelir ve mesbuk hükmünde olduğu için namazını kıraat yaparak tamamlar. Sonra tekrar cepheye gider. Bununla beraber her iki cemaatte bulundukları yerlerde namazlarını tamamlayabilirler.

Korku namazının sahih olması için; imama uyan grupların namaz esnasında savaşmamaları, yer değiştirmemeleri, gidiş gelişlerde hayvana binmemeleri, namaza aykırı başka bir harekette bulunmamaları gerekir. Aksi takdirde imam ile kıldıkları namaz bozulur, namazlarını yeniden kılmaları gerekir. [5]

Günümüzde Korku Namazı Kılınabilir Mi?

Bu hususta Hanefi mezhebinin imamları arasında ihtilaf mevcuttur. İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed asrı saadetten sonra da korku namazı kılınabileceğini söylerken İmam Ebu Yusuf bunun caiz olmadığını söyler.

İmam Ebu Yusuf ayette ki sen onların arasında bulunup da kendilerine namaz kıldır(mayı arzula)dığın zaman” ifadesinden yola çıkarak korku namazının meşruiyeti için Peygamberin hayatta olmasının şart koşulduğunu ve insanların ancak O’nun arkasında namaz kılmaya bu kadar rağbet gösterip o fazileti elde etmek için kimin kılacağı hususunda ihtilafa düşebileceklerini, dolayısıyla korku namazının ancak Peygamber hayatta iken kılınabileceğini söylemektedir.

Tarafeyn (İ. Ebu Hanife ve İ. Muhammed) ise Peygamber vefat ettikten sonra da sahabenin korku namazı kıldığını ve bu namazın sebebi olan korkunun her dönem gerçekleşebileceğini söylemektedirler. Namazın bozulmasına sebep olan yürüme fiilinin sırf fazilet sebebiyle meşru kılınamayacağını öne sürerek korku namazının sadece Peygamber arkasında namaz kılma faziletine ermek için meşru kılınmış olmasını reddetmişlerdir. Ayette ki sen onların arasında bulunup da kendilerine namaz kıldır(mayı arzula)dığın zaman  ifadesini “Onların mallarından sadaka (zekat) al.”[6] ayetine kıyas ederek Peygamberin vefatından sonra bu zekat ayeti nasıl O’nun makamına kaim olanlara da şamil ise bu ayette “sen veyahut imamlıkta senin makamına geçecek olan kimse” olarak anlaşılmalıdır, diye açıklıyorlar.

İmam Serahsi’nin, tarafeynin görüşünü anlatırken “bizim delillerimiz” ifadesini kullanmasından mezhepteki tercih edilen görüşün tarafeynin görüşü olduğunu anlıyoruz.[7]

[1] Bakara (185).

[2] Nisa (102).

[3] Buhari (3840) (Zi-Kared ve Zatü’r-Rika için bakınız.)

[4] Müsnedü Ahmed b. Hanbel (14635).

[5] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin yay, s.214; Muhammed b. Hasen eş-Şeybani, el-Asl, İdaratü’l-Kur’an ve’l-Ulumi’l-İslamiye, I/390.

[6] Tevbe 103.

[7] Serahsi, el-Mebsut, DKİ, II/70-71; Ömer Nasuhi Bilmen, a.g.e. s.213.

Hakkında MEŞİHAT

Dini soruların cevap kapısı. İslam'a dair tüm sorularınızı Whatsapp aracılığıyla bize sorabilir; arama kısmından sitemizdeki yüzlerce cevaba ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Bakınız

İslam dininde ve önceki dinlerde namaz ibadeti. Detaylı ve özet haliyle İslam'da namaz, şartları, vakitleri, türleri vb. konular

Namaz | İslam’da ve Diğer Dinlerde Namaz İbadeti

Namaz kelimesinin Arapça karşılığı “salât” olup sözlük anlamı dua etmek demektir. Arap şairler “salât” kelimesini …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir