Bu mesele kaynaklarımızda birkaç surette gelmiştir.
Birinci suret;
Müezzin “Eşhedü enne muhammeder’resûlluah” derken kişinin işaret parmağının içini öpüp gözüne sürmesidir. Bu sureti Sehâvi (Ra) el-Mekâsıdü’l Hasene’de, Aliyyü’l Kâri (Ra) el’Esrâru’l Merfûa’da zikretmiştir. Aliyyü’l Kâri meseleyi incelerken bu konu ile ilgili merfu bir rivayetin bulunmadığını bu konuda Deylemî’nin el’Firdevs’inde Hz. Ebûbekir’e mevkuf bir rivayetin sabit olduğunu ifade eder ve devamında şöyle der: Efendimiz (Sav)’in “Benim ve halifelerimin sünnetine yapışın” hadisine binaen bu amelin Hz Ebubekir’den gelmesi amel için yeterlidir. Bazıları “amel edilmez nehiy de edilmez” demiştir. Fakat akıl sahipleri için bu sözün tuhaflığı aşikardır.[1]
İkinci suret;
Kişinin müezzinin “Eşhedü enne muhammeder’resûlluah” derken “Merhaben bi Habîbetî ve Kurrâtü ayni Muhammed bin Abdillah Sallahü Aleyhi ve Sellem” diyerek başparmakları öpüp gözüne koyması. Sehâvi bu suretin Hızır (As)’a isnad edildiğini söyler.[2]
Üçüncü suret;
Müezzininin birinci “Eşhedü enne muhammeder’resûlluah” demesiyle kişi “Sallâhu aleyke yâ resûlallah” diyerek başparmaklarını öpüp gözlerine sürmesi, müezzinin ikinci Eşhedü enne muhammeder’resûlluah” demesiyle “Karrat aynî bike yâ resûlallah” gözlerine sürmesidir. Bu sureti İbni Abidîn Dürr’l Muhtâr’a yaptığı haşiyesinde zikretmiştir ve bu sureti şu rivayete dayandırmıştır: “Kim müzezzinin Eşhedü enne muhammeder’resûlluah dediğini duyduğu zaman başparmaklarının dış tarafını öpüp güzüne sürerse ben onun cennet saflarına girmesine rehber olurum.”[3]
Ehli tasavvuf bu son suret ile daha çok amel eder.
Netice olarak bu meslele ile ilgili merfu bir rivayet yoktur. Birinci suret Hz. Ebubekir’e isnat edilmiştir. Diğer suretler ise selefi salihinin bir amelidir. Buna binaen bu suretlere bidat demek doğru olmadığı gibi kesin sünnet demek de doğru değildir. Belki selefi salihinin ameli denip amel edilmesi daha doğrudur.
İlim ehli kardeşler bu mesle ile ilgili Ahmet Rıza Han el-Birevli Ra’in Münîru’l Ayn Fi Hukmi Takbîli’l İbhâmeyn isimli eserine müracaat edebilir.
Allah azze ve celle en doğrusunu bilir.
[1] Ali el-Kârî, el-Esrâru’l Merfûa fi Ahbâri’l-Mevzûa, Dâru’l Emâne, s.316.
[2] Sehâvi, el-Mekâsidu’l Hasene, DKİ, s.348.
[3] İbn Abidîn, Reddü’l Muhtâr, Dâru’l Fikr, I/398.