Enes (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: “Üzerinize başı kuru üzüm gibi siyah, Habeşli bir köle bile tayin edilse dinleyin ve itaat edin.”[1]
Enes b. Mâlik (radıyallahu anh)
Yöneticilerinize İtaat Edin
İslam dini, şeriata muhalefet olmadığı müddetçe idarecilere itaat etmeyi emretmiş; yöneticilere başkaldırmayı ve isyan etmeyi haram kılmıştır. Bu hususta Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.”[2] Ayet-i kerimede idarecilere itaat kısmı Allah ve Rasulüne atıfla bildirilmiş, hususi olarak “itaat edin” lafzı zikredilmemiştir. Bu, yöneticilere itaatin, Allah ve Rasulüne itaatten sonraya bırakıldığının delilidir. Zira Allah’a isyan noktasında hiçbir mahlûka itaat caiz değildir.
Yaratana İsyan Noktasında Yaratılana İtaat Olmaz
Peygamber ﷺ bir askeri birliği başlarına bir idareci atayıp vazifeye gönderdi. Birliği komuta eden kişi bir şeye sinirlenip askerlere bir ateş yakmalarını ve ateşin içine girmelerini emretti. Birlik ikiye bölündü. Bir fırka, “Emre itaat farzdır, girmemiz lazım.” derken diğer fırka, “Biz ateşten kaçıp Allah Rasulüne sığındık. Bunu dönünce Rasulullah ﷺ’e sorarız.” deyip ateşe girmekten yüz çevirdiler. Tartışmalar devam ederken ateş söndü. Geri döndüklerinde durum Allah Rasulüne arz edildi. Efendimiz ﷺ anlatılanları dinledikten sonra ateşe girmek gerektiğini söyleyenlere şöyle buyurdu: “Şayet ateşe girseydiniz kıyamete kadar o ateşte yanardınız.” Ateşe girmekten yüz çevirenlere de şöyle buyurdu: “Haram olan işlerde itaat yoktur! İtaat ancak şeriata uygun emirleredir.”[3]
Zulme Uğrasanız da İtaatten Ayrılmayın
Bazı kimseler Peygamber ﷺ’e gelerek, “Ey Allah’ın Rasulü! Bazı idareciler bizden hakları olan itaati bekliyorlar lakin bizim hakkımız olan adaleti bize vermiyorlar. Bu hususta ne buyurursunuz? (Böyle idarecilere de itaat edelim mi?)” dediler. Efendimiz ﷺ şöyle buyurdu: “Dinleyin ve itaat edin. Sizin sorumluluğunuz sizin üzerinizdedir. Onların sorumlulukları onların üzerindedir.”[4] Yani Allah ﷻ tarafından size itaat edip etmediğinizin hesabı sorulacak; onlara da tebalarına adaletli davranıp davranmadıklarının hesabı sorulacak. Binaenaleyh dünyevî meselelerde zulme uğrasanız da itaat yularını boynunuzdan çıkarmayın. İsyan etmeyin ki Allah’ın hududunu aşmış olmayasınız.[5]
Bu mesele, yaşadığımız asırdaki tüm Müslümanlara İslam’ın şartı gibi belletilmelidir. Zira zam oranı, nereye bina yapılacağı, askerliğin kaç ay olacağı, vergi oranları gibi basit dünyalık meseleler sebebiyle patlayan isyanlar, nice Müslümanların hayatlarına mâl olmaktadır. Tabi bu kaideler nizamı İslam olan devletin kaideleridir. Lakin şurası muhakkaktır ki, Allah ﷻ’nun sebebi din olmayan hiçbir itaatsizliğe müsaadesi yoktur. Tarih de böyle itaatsizliklerin ağır neticeleri ile doludur.
İdarecinizi Hakir Görseniz de İtaat Edin
Hadis-i şerifte geçen, “başı kuru üzüm gibi siyah, Habeşli bir köle bile” ifadesi, “İdareciniz; zenci olmak, başı küçük olmak, kel olmak, köle olmak ve başka ırktan olmak gibi insanlar tarafından ayıplanan, hakir görülen vasıflara sahip olsa da ona itaat edin.” demektir.[6]
[1] Buhârî, (693).
[2] Nisa, 59.
[3] Buhârî, (7257).
[4] Müslim, (1846).
[5] Aliyyü’l-Kârî, Mirkâtü’l-Mefâtîh, Dâru’l-Fikr, 2002, VI/2398.
[6] Mirkâtü’l-Mefâtîh, VI/2392.