Mehir, ilişkiye girme hakkının mukabili olarak erkeğin, ister beyan etmesiyle mehr-i müsemma olarak ister sahih nikâh akdiyle mehr-i misil olarak kadına vermesi vacip olan maldır.[1] Allah (celle celalühü) evlenilmesi haram olanları beyan ettikten sonra mehir hususunda şöyle buyurmaktadır:
“Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir ile) istemeniz size helâl kılındı. Onlarla karı-koca ilişkisi yaşamanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehrin kararlaştırılmasından sonra (kadının mehir miktarını kocasına hibe etmesi gibi) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.”[2]
Nikâh esnasında mehri beyan etmek güzeldir lakin bu nikâhın şartlarından değildir.[3] Mehir belirlemeden yapılan nikâhlarda mehr-i misil geçerli olacaktır.[4]
Mehr-i misil: Kadının babası cihetinden olan akrabalarından, böyle bir akrabası yoksa beldesinde kendisine yaş, güzellik ve bekaret gibi sıfatlarda denk bir kadının mehridir.[5]
Hulasa: Mehir miktarının nikahtan önce belirlenmesi ve nikahta beyan edilmesi güzeldir ancak şart değildir. Mehirsiz nikah kıyılması (nikahta mehir zikredilmemesi) durumunda evlenen kızın babası cihetinden (halasının kızı, amcasının kızı) gibi akrabalarından kendine denk bir kızın mehri mehir olarak kabul edilir.
[1] Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi‘, DKİ, III/480.
[2] Nisâ, 24.
[3] Merginânî, el-Hidâye, Mektebetü’l-Büşrâ, III/53.
[4] el-Hidâye, III, 55.
[5] Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-u İslâmiyye Kâmusu, Özensar Yay.,II/10.