Mesbuk kelimesi “geride bırakmak, geçmek” anlamına gelen “sebk” mastarından türemiştir. Istılahi anlamda ise “imama namazın evvelinde yetişemeyip birinci rekâtın rükûsundan sonra uyan, imamın kendisini bir veya daha fazla rekât geçmiş olduğu kimse” için kullanılmaktadır. Bu durumda ilk rekâtın rükûsundan sonra imam selam verinceye kadar ona uyan herkes mesbuk hükmündedir.[1]
[1] El-Mevsüâtü’l Fıkhiyye, XXXV/185; Burhaneddin el-Buhari, el-Muḥîṭü’l-Burhânî, Daru İhyai’t-Türasi’l-Arabi, II/370; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin yay, s.198.