Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Üç dua vardır ki, bunların reddedilmeyeceğinde en ufak bir şüphe yoktur: Mazlumun duası; misafirin duası; anne babanın evladına duası.”
* * *
Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İnsanoğlu içinde üç kişi hariç beşikte konuşan yoktur. (Bunlardan ikisi) Meryem oğlu İsa (aleyhisselam) ve Cüreyc’in yanındaki (oğlu olduğu iddia edilen beşikteki çocuktur.)” Sahabe-i kiram, “Cüreyc’in yanındaki kimdir?” diye sorunca Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cüreyc kendisine ait bir ibadethanede ibadetle meşgul olan bir rahipti. Bir sığır çobanı da onun ibadethanesinin altına sığınır, (orada yaşardı.) Karye ehlinden bir kadın da bu çobanın yanına gider gelirdi.
Bir gün Cüreyc namazdayken Cüreyc’in annesi, “Ey Cüreyc” diyerek onu çağırdı. Kısa bir süre namaza devam etmenin mi annesine ibadet etmenin mi daha doğru olacağını düşünen Cüreyc namaza devam etti. Annesi ikinci kez seslendi. Yine düşündü ve namaza devam etmeyi tercih etti. Annesi üçüncü kez seslendi. Üç kez seslenen annesi yine cevap alamayınca, “Kötü kadınlarla imtihan olunmadan ölmeyesin ey Cüreyc!” diye beddua etti.
Dönemin hükümdarı çobanla düşüp kalkan kadının bir çocuğu olduğunu haber aldı ve kadına, “Bu çocuk kimdendir?” diye sordu. Kadın, “Bu çocuk Cüreyc’indir.” dedi. Hükümdar, “İbadethanedeki rahip Cüreyc mi?” diye sordu. Kadın, “Evet.” diye cevap verdi. Öfkelenen hükümdar, “Onun ibadethanesini başına yıkın. Yerle bir oluncaya kadar baltalarla duvarlarına vurun. Onu elleri boynuna bağlı şekilde getirin.” diye emretti. (İnsanlar onun ibadethanesini yıktılar ve elleri boynuna bağlı şekilde onu bir meydana getirdiler.) Cüreyc kötü kadınlarla yüz yüze geldi ve (annesinin bedduasını hatırlayıp tebessüm etti.) Sonra insanların içinde Cüreyc’e bakmaya başladılar.
Hükümdar (Bebeği göstererek): “(Sana isnat edilen çocuk hakkında) ne düşünüyorsun?” dedi. Cüreyc: “Sen ne düşünüyorsun?” diye sordu. Hükümdar: “O senin çocuğundur.” dedi ve çocuğun annesine “Sen ne dersin?” diye sordu. Kadın, “Evet” diyerek hükümdarı tasdik etti. Bebeğin nerede olduğunu soran Cüreyc’e, “İşte şurada hücresinde” diye cevap verdiler. Cüreyc çocuğun yanına gitti ve (beşikteki bebeğe), “Senin baban kim?” diye sordu. Bebek, “Sığır çobanıdır.” diye cevap verdi.
(Bebeğin konuştuğunu duyan hükümdar ve halk çok pişman oldular ve Cüreyc’in Allah’ın sadık kullarından bir kul olduğunu anladılar. Bunun üzerine) hükümdar: “İbadethaneni senin için altından yapmamızı ister misin?” diye sordu. Cüreyc, “Hayır” dedi. “Peki ya gümüşten yapmamızı ister misin?” diye sordu. Cüreyc, “Hayır” dedi. Hükümdar, “Nasıl yapalım?” diye sorunca, “Eski haline getirin.” dedi.
(Cüreyc’e, insanların arasına çıkartıldığında) neden güldüğünü sordular. “Bunun başıma geleceğini biliyordum. Annemin duası bana ulaştı.” dedi ve başından geçenleri insanlara anlattı.”