Abdullah b. Lâhik (rahimehullah) anlatıyor: Amr b. Osman ile Mescid-i Nebevî’de oturuyordum. Abdullah b. Selam kardeşinin oğluna dayanarak bizim yanımızdan geçti. Sonra oradakilere yöneldi; iki veya üç defa, “Ey Osman’ın oğlu Amr! İstediğin şekilde davran. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’i hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki muhakkak Allah’ın kitabında (Tevrat’ta) şu vardı.” dedi ve iki kez şu cümleyi tekrar etti: “Babanın dostlarına sıla-i rahim yap ki, bunu terk etmen sebebiyle nurun sönmesin.”
Ayrıca Bakınız
Sıla-i Rahmin Fazileti
Rahim, Rahman isminden ayrılmadır (onun bir dalıdır). Onun hakkını kim korursa (sılâ ve iyilik ederse), Allah ona ihsan eder. Kim de onun hakkını korumazsa (sılâ ve iyilik etmezse), Allah ondan ihsanını keser. Rahimin (yakınlara iyilik ve merhametin), kıyamet gününde fasîh ve beliğ bir lisanı vardır.