Günümüzde düğün adı altında yapılan merasimin İslâmî temeli, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in evlenen kimselere ziyafet vermelerini tavsiye etmesidir.[1] Nikah akdi sonrası insanlara yemek ikram etmek, ziyafet tertip etmek sünnettir.
Düğün merasiminin, bu anlatılanlar dışında, nikah hükümlerine taalluk eden bir yönü yoktur. Dolayısıyla nikah kıyıldığı andan itibaren kadın ve erkek için nikahın getirdiği hükümler geçerli olacaktır. Bu sebeple nikahtan sonra beraberlik caizdir.
Şunu da ifade etmek gerekir ki, cemiyetimizde kadın ve erkeğin evliliği hususunda düğün esas olarak kabul edilmekte, düğünden önce tarafların ayrılıkları daha kolay vuku bulmaktadır. Bu nedenle düğün öncesi evlilik hayatı yaşanmaya başlaması birçok mahzurlu duruma sebebiyet verebilmektedir. Mahzurlardan sakınmak ve özellikle kız tarafı için mağduriyet oluşmaması adına nikah ve düğün arası çok uzatılmamalı; taraflar bu ara dönemde birbirlerine nikahsız gibi davranmalıdır.
[1] Buhârî, Buyû‘, 1.