“İslam’da kaza namazı yoktur.” diyorlar; bu söz doğru mudur?

 “İslam’da kaza namazı yoktur.” diyen kimseyi bilmiyorum. Ancak, “Farz olduğunu bildiği halde namaz kılmayan kişiye kaza gerekmez.” görüşü vardır. Bu İbn-i Teymiyye ve İbn-i Hazm’ın görüşüdür. Zira İbn-i Teymiyye, kasten namazı terk eden kişinin kâfir olacağı görüşündedir.[1] Burada namaz kılmayan kişi, namaz kılmadığı zamanlarda Müslüman olmadığını, dine yeni girdiğini söylüyorsa kaza namazı yoktur. Ancak ben doğduğumdan beri Müslümanım diyen kişinin kaza namazlarını kılması gerekir. Ehl-i Sünnet âlimlerin çoğu “namazı terk etmenin kişiyi dinden çıkarmayacağını” söylemişlerdir.[2]

Bir keresinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yanındaki bir grup sahabî ile uyuyakalmışlar ve sabah namazının vaktini geçirmişlerdir. Uyandıklarında namazı kılmışlar ve sonra Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim namazını unutursa, onu hatırladığı zaman hemen kılsın.”[3] Fukahâ, Müslümanın farklı sebeplerle de olsa kılmadığı namazları bu kapsamda değerlendirmişler ve edasının farz olduğu gibi kazasının da farz olduğunu söylemişlerdir.[4] Namazı kazaya bırakmak bir Müslümanın işleyebileceği en büyük günahtır. Müslümanın; bu günahtan dolayı istiğfar ile meşgul olması gerektiği gibi aynı şekilde kılmadığı namazları kılarak borcunu ödemeye çalışmalıdır.

Kaza namazı olan kimse için iki durum söz konusudur:

  1. Üzerinde 6 vakitten daha az kaza borcu olan kimse. Bu kişi kazaları da tertiple kılmak durumundadır. Mesela sabah namazını kazaya bırakan bir kimse öğle namazının vaktinde önce kaza namazını sonra vaktin namazını kılar. Ancak sonraki vaktin de kazaya kalması durumu olursa (yani vakit sıkışırsa) önce vaktin namazını kılar.
  2. Üzerinde 6 vakitten daha fazla kaza borcu olan kimse. Bu kişi kazalarını istediği sırayla kılabilir. Bunun için “üzerime farz olan son öğle, ikindi veya akşam namazının farzını kılmaya” şeklinde niyet edilebilir.

Çocukluğundan itibaren namaz borcu olan kimse buluğa erdiği vakitten bulunduğu yaşa kadar hesaplar ve namazlarını böylece kaza eder. Ne kadar borcu olduğunu tespit edemeyen kimsenin kalbini mutmain eden bir vakit takdir etmesi gerekir. Mesela 3 yıl mı 4 yıl mı kazası olduğunu tespit edemeyen, 4 yıl üzerinden hesap ederek kılar.

Sünnet olan namazlar kaza edilmez. Hanefi mezhebine mensup olan kimse vitir namazlarını da kaza eder. Şafi mezhebine mensup olan kimse vitir namazını kaza etmez.


[1] İbn-i Teymiyye, “Mecmû‘u’l-Fetevâ”, Şamile: 5/78

[2] Taftazânî, “Şerhu’l-‘Akâidi’n-Nesefî”, Mektebetü’l-Külliyyâti’l-Ezheriyye, 1988, s. 73-77

[3] Müslim, Mesâcid, 309; Ebu Dâvud, Salât, 11

[4] İbn-ü Hümâm, “Fethu’l-Kadîr”, Şamile: 1/491

Hakkında Mustafa Şekerci

Mustafa Şekerci, 1992 yılında İnebolu’da dünyaya geldi. Eğitim hayatına başlamadan ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Lisenin son yıllarında Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri (kuddise sirruhu) ile tanıştı ve ona intisap etti. Marmara Üniversitesi Matematik bölümünde kısa süre bulunduktan sonra üniversiteyi bırakıp medrese tahsiline başladı. Beş yıllık temel İslamî eğitimin ardından tekâmül medresesinde eğitim gördü ve icazet aldı. Bu süre içerisinde İstanbul Üniversitesi İlahiyat bölümünü bitirdi. Tekâmül eğitiminden sonra İsmailağa Dergisi bünyesinde editörlük ve yayın kurulu üyeliği vazifeleri yaptı. 2018 yılında kurulan Alem-i İslam İlim ve Hizmet Derneği‘nin kuruluşunda, kurucu başkan olarak yer aldı. Halen dernek başkanı olan Mustafa Şekerci, Alem-i İslam Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk ve tek hadis hafızlığı medresesinde müderrislik yapmaktadır. Bunun yanında 2020 yılında, Dini Soruların Cevap Kapısı sloganıyla kurulan Meşihat sitesinin genel yayın yönetmenliğini yapan Mustafa Şekerci‘nin ilmî ve fıkhî yazıları Meşihat sitesinde yayınlanmaktadır.

Ayrıca Bakınız

İslam dininde ve önceki dinlerde namaz ibadeti. Detaylı ve özet haliyle İslam'da namaz, şartları, vakitleri, türleri vb. konular

Namaz | İslam’da ve Diğer Dinlerde Namaz İbadeti

Namaz kelimesinin Arapça karşılığı “salât” olup sözlük anlamı dua etmek demektir. Arap şairler “salât” kelimesini …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir