Fıkıh

Bayram günlerinde kesilmeyen kurban, diri olarak fakir kimselere tasadduk edilerek kaza edilmiş olur. Diri hayvanı tasadduk etmeyip kıymetini vermek de caizdir.

Teşrik tekbirleri arefe günü sabah namazında başlar. Son vakti ise İmameyn’e göre, son teşrik günü olan Zilhicce’nin on üçüncü günü (Kurban Bayramı’nın dördüncü günü) ikindi namazının peşinedir.

En sahih olan görüşe göre Arefe günü Sabah namazından başlayıp yirmi üç vakit boyunca (Kurban Bayramı’nın dördüncü günü ikindi namazında son bulacak şekilde) teşrik tekbiri okumak vaciptir.[1] Sünnet diyen de vardır. Vacip olduğunun delili: “Ve sayılı günlerde Allah’ı (tekbir ile) zikredin.”[2] ve “…belli günlerde Allah’ın adını ansınlar.”[3] ayet-i kerimeleridir. Tekbir …

İki gözü ya da bir gözü görmeyen hayvanın kurban edilmesi caiz değildir.

Kendisinde mukim olmak vasfı bulunmadığı için seferi olan kişi kurban kesmekle yükümlü olmayacaktır.

Hanefi fıkhına göre et, kendisinde faiz cari olan mallardandır. Bu sebeple bir hayvana ortak olan kişilerin hayvanın etini eşit miktarda paylaşmaları gerekir. Aksi takdirde fazlalık faiz olacaktır.

Kendisinin ve ailesinin nafakası için kurbanlığın bir yerini satmak, kesen kimseye ücret olarak vermek ya da Allah rızası dışında farklı bir maksat için bir kişiye vermek mekruhtur, caiz olmaz.

Kurban günlerinde Allah’ın emrini yerine getirmek sadedinde bir koyun kurban kesmek, koyunun postu dolusu altını fakirlere dağıtmaktan belki daha hayırlıdır.

Altın, gümüş ve nakit paralarda niyete bakılmaksızın nisaba ulaştığı takdirde zekât gerekecektir.

Günümüzde altın ve gümüş dışındaki paralar, menkul ve gayrimenkul ticaret mallarının nisabı altın üzerinden hesaplanır.