Fıkıh

Bu bağlamda kan akıtıldıktan sonra herhangi bir nedenden ötürü etten istifade edilememesi kurbanın sıhhatine bir zarar vermez. Tekrar kurban kesmek gerekmez.

Hristiyan ve Yahudilerin kestikleri, keserken Allah’ın adını zikretmeleri şartıyla helaldir. Bunların çocukları da böyledir.

Peygamber efendimizin s.a.v. oruçluyken hanımlarını öptüğü rivayet olunmuştur.[1] Bu sebeple kişinin hanımını öpmesi orucuna zarar vermez. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Koca hanımını öptüğünde kendini zapt edemeyip işin daha ileri bir noktaya gitmesinden korkuyorsa bu yaptığı iş mekruhtur. Eğer kendine malik olacağından eminse mekruh değildir.[2] [1] Buhari, (1927). [2] …

Kişi namazda bir ruknu yerine getirirken düşünceye dalacak olsa burada sehiv secdesi gerekmeyecektir. Bu düşüncenin uzun veya kısa olmasının bir farkı olmayacaktır. Sözgelimi; kişi kıraat yaparken almış olduğu evin tadilatını düşünecek olursa burada sehiv secdesi gerekmeyecektir. Fakat kişinin düşüncesi bir rüknü yapmaktan alıkoyacaksa burada bakılır, bu düşünce bir rukun miktarı …

Bir keresinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yanındaki bir grup sahabî ile uyuyakalmışlar ve sabah namazının vaktini geçirmişlerdir. Uyandıklarında namazı kılmışlar ve sonra Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim namazını unutursa, onu hatırladığı zaman hemen kılsın.”

Bir namazda iki niyet caiz değildir. Kişi niyetini tayin etmek zorundadır. Tayin edilmeden sadece namaz olarak niyet edilirse kılınan nafile namaz olur.

Bu akit, meçhuliyetten dolayı caiz değildir. Şöyle ki emlakçı adamın söylediği fiyattan çok daha pahalı satacak olursa ev sahibi buna razı olmayıp emlakçının kendisini kandırdığı söyleyecektir ki buda çekişmeye götürecektir. Çekişme (Niza) ise bu vekalet akdinin oluşumunu iptal eder. Bu sebeple böyle bir vekalet geçerli olmaz.

Kadın, kocasının vefat etmesiyle dört ay on gün kocası ile beaber yaşadığı evde iddet beklemesi kurân’la sabittir. Fukahamız bu evden çıkmasını kocasının varislerinin zorla çıkarması, evin kirasını ödeyememesi, eve yıkım kararının gelmesi gibi zaruri şeyler ile sınırlandırmıştır. Bu sebeple cenaze bu gibi zaruri şeylerden olmadığı için cenaeye katılması da caiz …

Oruçlu kimsenin cünüp olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup ihtilam olması orucuna zarar vermez.[1] Nitekim Peygamber efendimiz s.a.v. “İhtilam olan kimsenin orucu bozulmamıştır.”[2] buyurmuştur. [1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 374; Merğinani el-Hidaye, el-Mektebetü’l İslamiyye, I, 122. [2] Ebu Davud, (2376).

Dişlerin arasında kalmış olan bir yemek kırıntısı yutulsa, bakılır: Eğer az bir şey ise orucu bozmaz fakat çok olursa bozar. Alimlerimiz bunun ölçüsünü nohut tanesi olarak belirlemiştir. Nohut tanesinden küçük olan şey azdır, nohut tanesi kadar olan şey de çoktur.[1] [1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Yasin Yayınevi, 376; …