Namazları Vaktinde Kılmanın Önemi | Beş Vakit Namaz

عَنِ ابْنِ عُمَرَ ﭭ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ ﷺ: «الَّذِي تَفُوتُهُ صَلاَةُ العَصْرِ، كَأَنَّمَا وُتِرَ أَهْلَهُ وَمَالَهُ»

İbn Ömer (radıyallahu anhüma)’nın rivayetine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: “İkindi namazını kaçıran malını ve ailesini kaybetmiş gibidir.[1]

Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhüma)

Tam adı Abdullah b. Ömer b. el-Hattâb’dır. Künyesi Ebû Abdirrahman el-Kureyşî’dir. Çocuk yaşta Müslüman olan İbn Ömer (radıyallahu anhüma) Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde buluğa ermemişti. Uhud Savaşı olduğu zaman on dört yaşındaydı. İlk katıldığı gaza Hendek gazasıdır. İbn Ömer (radıyallahu anhüma) Hudeybiye’de Rıdvan Bîatı’na katılmıştır. Abdullah (radıyallahu anhüma)’nın annesi, Efendimiz ﷺ’in eşi Hafsa validemizin de annesi olan Zeynep binti Maz‘ûn’dur.

İbn Ömer (radıyallahu anhüma), ilim hususunda sahabe-i kiramın önde gelenlerinden biridir. Efendimiz ﷺ, Hulefâ-i Râşidîn, İbn Mesûd, Zeyd b. Sâbit ve Hz. Âişe (radıyallahu anhüm ecmain) gibi birçok sahabeden hadis nakletmiştir. Muksîrûn diye anılan çok hadis rivayet eden sahabîlerden biridir. İmam Mâlik (rahimehullah) şöyle demiştir: “İbn Ömer bizim katımızda insanların imamıydı. Altmış sene boyunca insanlara fetva verdi.”

İbn Ömer (radıyallahu anhüma) hicri 73 yılında Mekke’de vefat etmiştir.

“Abdullah Ne Güzel Adamdır, Bir De Teheccüd Namazı Kılsa”

İbn Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Rasulullah ’in hayatında insanlar gördükleri rüyayı ona anlatırlardı. Ben o zaman bekâr bir gençtim ve mescitte uyurdum. Bir keresinde rüyamda iki meleğin beni cehenneme atmak üzere götürdüklerini gördüm. Cehennem, kuyu gibi çukur bir yerdi. Orada tanıdığım bazı insanları gördüm ve: ‘Cehennemden Allah’a sığınırım.’ demeye başladım. Derken başka bir melek çıkageldi ve bana ‘Korkma.’ dedi. Bu rüyamı kardeşim Hafsa’ya anlattım. O da Rasulullah ‘e anlatmış. Bunun üzerine Efendimiz : ‘Abdullah ne güzel adamdır, bir de teheccüd namazı kılsa.’ buyurmuş.” Bu haber İbn Ömer (radıyallahu anhüma) hazretlerine ulaştıktan sonra hayatı boyunca gecenin tamamını uykuda geçirmemiştir.

İmam Nâfî (rahimehullah) anlatıyor: “İbn Ömer Yatsı namazını kıldıktan sonra geceyi ibadetle geçirir, sabaha kadar namaz kılardı. Sabaha yakın da bana, ‘Ey Nâfî, haydi sahur yapalım.’ derdi.”

Sünnete Bağlılık Hususunda Umde Sahâbî

İbn Ömer (radıyallahu anhüma) Efendimiz ﷺ’in sünnetine bağlılık noktasında umde bir şahsiyetti. Onun sünnet hususunda ne denli hassas olduğuna dair birçok hadise rivayet edilmektedir. Bu olaylardan biri de Mekke’nin fethinde yaşanmıştır. Fetihten sonra Kâbe’nin içerisine giren Hz. Peygamber ﷺ bir grup sahabî ile birlikte namaz kıldı. Onların çıkmasının ardından diğer sahabîler de namaz kılmak için Kâbe’ye yöneldiler. İlk giren Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhüma), kendisinden öncekilere sorup tam Efendimiz ﷺ’in namaz kıldığı yerde namaz kıldı.[2]

İbn Ömer (radıyallahu anhüma) bir gün oğullarına “Rasulullah’den, “Sizden izin istediklerinde kadınlarınızı mescitlerden alıkoymayın.” buyurduğunu işittim.” dedi. Çocuklarından biri, “Vallahi biz onları men ederiz.” deyince İbn Ömer daha önce görülmemiş şekilde oğlunu azarladı ve şöyle dedi: “Ben ‘Rasulullah ’den sana haber veriyorum, sen ‘Vallahi izin vermeyiz.’ diyorsun.”[3]

Celebe b. Sühaym (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam İbn Ömer’e kurban kesmenin vacip olup olmadığını sordu. İbn Ömer, ‘Rasulullah kurban kesti, Müslümanlar da kesti.’ dedi. Adam sorusunu tekrarlayınca İbn Ömer (radıyallahu anhüma), ‘Anlamıyor musun be adam! Rasulullah kurban kesti, Müslümanlar da kesti.’ diye cevap verdi.”[4]

Bir Kıssa

Abdullah b. Dînâr (rahimehullah) anlatıyor: İbn Ömer (radıyallahu anhüma) ile beraberken bir çobanla karşılaştık. İbn Ömer ile çoban arasında şu konuşma geçti:

“Çoban mısın?”

“Evet.”

“Şu koyunlardan birini bana satar mısın?”

“Bunun için yetkili değilim.”

“Koyunların sahibine kurtların saldırıp yediğini söylersin.”

“Ya Allah  ﷻ? (ne söylerim? Onu da kandıramam ya!)”

Bu konuşmadan sonra İbn Ömer (radıyallahu anhüma) da “Ya Allah ﷻ” dedi ve daha sonra köle olan o çobanı satın alıp azat etti.[5]

Abdullah b. Amr (radıyallahu anhüma)’nın Diğer Rivayetleri

İslam beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik etmek, namaz kılmak, zekât vermek ve Ramazan orucu tutmak.[6]

Sizden biriniz düğün yemeğine çağrıldığında icabet etsin.[7]

Müşriklere muhalefet edin. Sakallarınızı salıverin, bıyıklarınızı kısaltın.[8]

Veren el, alan elden üstündür.[9]

Altını, altın; buğdayı buğday; hurmayı hurma; arpayı arpa karşılığında satmak, alışveriş peşin olmazsa faizdir.[10]

Namazları Vaktinde Kılmanın Önemi

İslam dininde namaz, Allah ve rasulüne imandan sonra gelen en önemli vazifedir.[11] Öyle ki namazı kasten terk eden kişinin iman ve İslam dairesinde kalıp kalmayacağı İslam âlimleri arasında ihtilafa mevzûubahis olmuştur. Namazı zayi eden kimseler hakkında Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.[12] Namazı terk edenlerin durumuyla alakalı diğer bir ayet-i kerime de şudur: “(Cennettekiler, cehennemdekilere) ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? (diye sorarlar)’ Onlar şöyle derler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik.’[13]

Efendimiz ﷺ de namazı terk eden kimseler hakkında şöyle buyurmuştur: “Kul ile şirk arasında namazın terki vardır![14]

Her kim namazı kasten terk ederse, onun üzerinden Allah’ın zimmeti (himayesi, garantisi, koruması) kalkar.[15]

Beyanı sadedinde bulunduğumuz bu hadis-i şerifte de Rasulullah ﷺ kendi kastı bulunmaksızın, arızi sebeplerle bile olsa İkindi namazını kaçıran kimsenin malını ve ailesini kaybeden kimse gibi olduğu ifade edilmiştir. İkindi namazının iş ve ticaret vaktinde bulunması, Efendimiz ﷺ’in beş vakit namazdan İkindi namazını zikretmesinin sebebi olabileceği yorumları yapılmıştır.[16]

Namazları Kazaya Kalan Kimseler Ne Yapmalıdır?

Evvela şunu ifade etmeliyiz ki namazı kazaya bırakmak bir Müslümanın işleyebileceği en büyük günahtır. Müslümanın; bu günahtan dolayı istiğfar ile meşgul olması gerektiği gibi aynı zamanda kılmadığı namazları kılarak borcunu ödemeye çalışması şarttır.

Bir keresinde Efendimiz ﷺ yanındaki bir grup sahabî ile uyuyakalmışlar ve sabah namazının vaktini geçirmişlerdir. Uyandıklarında namazı kılmışlar ve sonra Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur: “Her kim namazını unutursa, onu hatırladığı zaman hemen kılsın.”[17] Fukahâ, Müslümanın farklı sebeplerle de olsa kılmadığı namazları bu kapsamda değerlendirmişler ve namazın edasının farz olduğu gibi kazasının da farz olduğunu beyan etmişlerdir.[18]

Kazaya kalmış namazları bulunan kimse için, sahib-i tertip olup olmamasına göre bazı hükümler değişiklik göstermektedir. Bu hususta şu yazıyı okuyabilirsiniz:

Sahib-i Tertib ne demektir? Tertip Sahibi Olmanın Hükmü Nedir?

[1] Buhârî, (552).

[2] Buhârî, Meğâzî, 50.

[3] Müslim, (442).

[4] Tirmizî, (1506).

[5] Hususi kaynak verilmeyen yerlerin tamamı şuradan özetlenmiştir: Şemsüddîn ed-Dimeşkî, Siyer-u E‘lâmi’n-Nübelâ, Müessesetü’r-Risâle, III/203-241.

[6] Buhârî, (8).

[7] Buhârî, (1429).

[8] Buhârî, (5892).

[9] Buhârî, (1427).

[10] Buhârî, (2134).

[11] Buhârî, (8).

[12] Meryem, 59.

[13] Müddessir, 42-43.

[14] Müslim, 82.

[15] İbn-i Mace, 4034.

[16] Suyûtî, et-Tevşîh Şerhi’l-Câmii’s-Sahîh, Mektebetü’r-Rüşd, II/601.

[17] Müslim, Mesâcid, 309; Ebu Dâvud, Salât, 11.

[18] İbn-ü Hümâm, “Fethu’l-Kadîr”, Şamile: I/491.

Hakkında Mustafa Şekerci

Mustafa Şekerci, 1992 yılında İnebolu’da dünyaya geldi. Eğitim hayatına başlamadan ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Lisenin son yıllarında Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri (kuddise sirruhu) ile tanıştı ve ona intisap etti. Marmara Üniversitesi Matematik bölümünde kısa süre bulunduktan sonra üniversiteyi bırakıp medrese tahsiline başladı. Beş yıllık temel İslamî eğitimin ardından tekâmül medresesinde eğitim gördü ve icazet aldı. Bu süre içerisinde İstanbul Üniversitesi İlahiyat bölümünü bitirdi. Tekâmül eğitiminden sonra İsmailağa Dergisi bünyesinde editörlük ve yayın kurulu üyeliği vazifeleri yaptı. 2018 yılında kurulan Alem-i İslam İlim ve Hizmet Derneği‘nin kuruluşunda, kurucu başkan olarak yer aldı. Halen dernek başkanı olan Mustafa Şekerci, Alem-i İslam Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk ve tek hadis hafızlığı medresesinde müderrislik yapmaktadır. Bunun yanında 2020 yılında, Dini Soruların Cevap Kapısı sloganıyla kurulan Meşihat sitesinin genel yayın yönetmenliğini yapan Mustafa Şekerci‘nin ilmî ve fıkhî yazıları Meşihat sitesinde yayınlanmaktadır.

Ayrıca Bakınız

Kadınların Mahremsiz Yolculuk Yapmalarının Hükmü. kadınlar mahremsiz sefere çıkabilir mi? kadınlar mahremsiz hacca gidebilir mi?

Kadınların Mahremsiz Yolculuk Yapmalarının Hükmü

Ebû Hureyre (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve ahiret gününe iman …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir