Şefâat konusunu ele alan kadim (ilk dönem) kelam kitaplarına bakıldığı zamanda ulemanın Şefaatin kısımları ya da nevileri şeklinde bir başlık açmadığı görülür. Bunun sebebi ise konu hakkında açık ve kesin bir delil bulunmuyor olmasıdır.[1] Yine de ulemadan âyet ve hadislerden yola çıkarak şefâati nevilere ayıranlar vardır.
Şefaatin Kısımları
Müslim şarihleri en-Nevevî ve Kâdı İyâd şefâati beşe ayırmıştır:
1. Mahşer meydanında, meşakkatli bir şekilde bekleyen tüm insanların rahatlamasına ve hesabın başlatılmasına vesile olan şefâat (şefâat-i uzmâ).
2. Bazı müminlerin hesapsız cennete girmesine vesile olan şefâat.
Bu iki nevi Peygamberimiz’e ﷺ aittir.
3. Cehenneme girmeyi hak etmiş müminlerin cennete girmesine vesile olan şefâat.
4. Cehenneme girmiş olan fâsık müminin cehennemden çıkartılıp, cennete girmesine vesile olan şefâat.
5. Cennete girmiş olan müminlerin derecelerinin artmasına vesile olan şefâat.[2]
Allâme Ahmed ed-Derdîr, bu beş neviye, “Ebû Tâlib gibi ebedî cehennemlik olan kimselerin, azabının hafiflemesine vesile olan şefâat” şeklinde altıncı bir türü de ekler.[3]
Bunun dışında şefâati farklı veçheler (yönler) üzerinden muhtelif nevilere ayıranlar da vardır. Mesela bazıları şefâati dünyevî ve uhrevî olmak üzere ikiye ayırdıktan sonra uhrevî şefâati de ikiye ayırmıştır;
1. Şefâat-i Hâssa: Peygamberimiz’e ﷺ ait olan şefâat.
2. Şefâat-i Âmme: Peygamberler, melekler ve salih müminler arasında ortak olan şefâat.
Bunlardan şefâat-i hâssa da üç nevidir:
1. Peygamberimiz’in ﷺ mahşer meydanında tüm insanlara yaptığı şefâat-i uzmâ.
2. Cennete girecek olan müminlerin cennete girmeleri için yaptığı şefâat.
3. Amcası Ebû Tâlib’e azabının hafifletilmesi şeklinde yaptığı şefâat.
Şefâat-i âmme de üç nevidir:
1. Cennet ehlinin derecesinin artmasına vesile olan şefâat.
2. Cehenneme girmeyi hak etmiş müminlerin cehenneme girmeden cennete girmesine vesile olan şefâat.
3. A’râf ehlinin cennete girmesine vesile olan şefâat.[4]
Bunların dışında daha geniş tasnifler yapanlar da vardır. Mesela eş-Şefa’atü fi’l Hadîsi’n-Nebevî isimli kitapta özetle şöyle geçer:
“Şefâat iki nevidir:
1. Zatların şefâati
2. Amellerin şefâati
Zatların şefâati şu nevilere ayrılır:
1. Peygamberimiz’in ﷺ şefâati
2. Diğer peygamberlerin şefâati
3. Meleklerin şefâati
4. Şehitlerin şefâati
5. Müminlerin şefâati
6. Zamanın şefâati
7. İlahî şefâat
Amellerin şefâati ise şu nevilere ayrılır:
1. Kelime-i tevhidin şefâati
2. Ümmet-i Muhammed’den olmanın şefâati
3. Kur’ân-ı Kerîm’in şefâati
4. Orucun şefâati
5. Sabrın şefâati
6. Bazı olayların şefâati (Bedir Savaşı gibi)”[5]
Görüldüğü gibi şefâat farklı neviler altında incelenmiştir. Bunun sebebi ise geride belirttiğimiz gibi konu hakkında bir nas (delil) bulunmamasıdır. Bu sebeple şefâati nevilere ayırma hususunda kimileri amelleri kapsayacak kadar genel bir yol izlerken bazıları da sadece ahiretteki şefâati göz önünde bulundurmuştur.
[1]Buradan kasıt, şefaatin delilleri değil taksim edilmesinin delilleridir. Ayrıca bkz. Dr. Abdulkadir Mustafa Abdurrezzak el-Muhammedî, eş-Şefâatü fi’l-Hadîsi’n-Nebevî, s. 59.
[2]en-Nevevî, el-Minhâc Şerhu Sahîh’i Müslim b. el-Haccâc, Dâr’u İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut 1972, Baskı: 2, III/35-36; Kâdı İyâd, İkmâlu’l-Mu’lim bi Fevâid’i Müslim, Dâru’l-Vefâ, Mısır 1998, Baskı: 1, I/566.
[3] Ahmed ed-Derdîr, Şerhu’l-Harîdeti’l-Behiyye fî İlmi’t-Tevhîd, Dâru’l-Beyrûtî, Thk. Abdusselam b. Abdulhâdî, s. 152-153.
[4] Muhammed Hasan Abdülgaffar, Şerh’u Kitâbi’t-Tevhîd, eş-Şebeketü’l-İslamiyye, XXVIII/3-9.
[5] Dr. Abdulkadir Mustafa Abdurrezzak el-Muhammedî, a.g.e, s. 60-124.