Hanefi mezhebine göre iftitah tekbiri haricinde namaz içinde elleri kaldırmak mekruhtur.

Mesbuk, bir yanılmadan, unutmadan ötürü imam ile beraber selam verse namazı bozulmaz. Hatta kendisi o halde imama uyan bir kimse hükmünde olduğu için sehiv secdesi dahi yapması gerekmez.

Sabah namazında kıraat cehrî (sesli) yapılmakta olduğu için sabah namazının ikinci rekâtında imama uyan kimse tekbirden sonra sükût eder hiçbir şey okumaz.

Ayet-i kerimelerden, hadis-i şeriflerden ve icmadan şefaatin hak olduğunun delilleri...

Ebu Hanife ve Muhammet’e göre ise tadili erkan vaciptir. Bu durumda sehven (unutularak veya dalgınlıktan dolayı) tadili erkana riayet etmemek sehiv secdesi ile telafi edilebilecektir. Ancak ihtilaftan kaçınmak için böyle bir namazı tekrar kılmak daha iyidir.

Dolayısıyla farz namazların ilk iki rekatında, sünnet, nafile ve vitir namazlarının herhangi bir rekatında Fatiha’dan sonra zammı sure okumayı unutan kişi, vacip olan bir vazifeyi terk ettiği için sehiv secdesi yapması gerekir.

Sehiv secdesini terk etmek ise namazı ifsat etmeyeceğinden dolayı sehiv secdesi yapmayı unutan kişinin namazı sahih olur. Ancak yaptığı hatayı telafi etme imkânı bulamadığından namazdaki noksanlık hala bakidir ve bundan dolayı namazı tekrar kılması vaciptir.

“Her hatadan dolayı selamdan sonra iki secde yapılmalıdır.” gibi hadisi şeriflerin mevcudiyetinden dolayı Hanefi mezhebinde sehiv secdesinin selam verildikten sonra yapılması gerekmektedir.

Cumhur ulemanın görüşü ise bir tek sağ tarafa selem verip sonra secdeye gitmektir ki ihtiyata en uygun olan da budur.

Sehiv secdesi yapmakta olan imama uymak ise sahihtir. Bu durumda imamın iki secdeden herhangi birinde veya teşehhütte olması arasında fark yoktur.